Kayıtlar

Eylül, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Zonguldak Kızılelma Mağarası

Zonguldak il merkezi Gelik Mahallesi, Ayıcı Mevkiinde bulunan mağaranın uzunluğu 6,5 km. yi bulmaktadır. Mağara ağzındaki bir düdenden çevrenin sularını çekmekte ve yer altı suyu olarak içeride devam etmektedir. Mağara içerisinde galeriler ve yan kollar bulunmaktadır. Ayrıca mağara içerisinde sarkıt ve dikitler bulunmaktadır.

Sofular Mağarası Zonguldak

Zonguldak ili, Eski Zonguldak-Çaycuma karayolunun 10.km.sinde, Sofular Vadisi’nin yamaçlarında bulunan bu mağaranın Prehistorik Çağlarda oluşumu tamamlanmıştır. Mağarada ilk araştırmayı Zonguldak Üniversitesi Mağara Araştırma Kulübü 2003 yılında yapmıştır. Mağara 1,5 km. uzunluğunda olup, oldukça dik bir kuyunun sol yanından içerisine inilmektedir. Mağara içerisinde sarkıt ve dikitler bulunmaktadır. Salon şeklinde büyük bir mekânın çevresinde küçük odacıklar bulunmaktadır. Bu salon 70.00x40.00–50.00 m. ölçüsünde olup, tavan yüksekliği 5.00–7.00 m. arasında değişmektedir. Doğal oluşumların son derece güzel bir görünüm veren mağara içerisinde küçük göller bulunmaktadır.

Ilıksu Mağarası Zonguldak

Zonguldak-Ereğli karayolu üzerinde, deniz kenarında bulunan bu mağaranın içerisinde yer altı nehri bulunmaktadır. Uzunluğu 800 m. olan mağara ağzından içeriye girildiğinde travertenlerle karşılaşılmaktadır. Travertenlerin altında sifon bulunmaktadır. Mağara içerisinde bulunan sudan sonra büyük bir mekâna ulaşılmaktadır. Mağara içerisinde çok sayıda guana bulunmaktadır. Mağara yakınında Ilıksu Kaplıcası vardır. Ilıksu Kaplıcasının su debisi 10 lt/sn, sıcaklığı ise 27 derecedir. Kaplıcanın suyunun içme olarak kullanıldığında, mide, bağırsak ve karaciğer safra yolları üzerinde, banyo kürlerinde ise, içerdiği radyoaktif elemanlar sayesinde ağrılı hastalıklarda olumlu etkisi görülmektedir. Ilıksu Kaplıcası, İl Özel İdaresi tarafından yatırım programına alınmış olup, şu anda kaplıca üzerinde ya da çevresinde herhangi bir tesis bulunmamaktadır.

Gökgöl Mağarası Zonguldak

Zonguldak il merkezine 3 km. uzaklıkta bulunan Gökgöl Mağarası, Zonguldak Kömür Tesislerinin bulunduğu Asma Ocaklarının 1 km. güneyinde ve Üzülmez Deresi’nin sağında bulunmaktadır. Mağarada ilk araştırmalar iki İngiliz speologu Chris Bauer ve Harvey Lomas tarafından 1976 yılında yapılmıştır. Bundan sonra Türk-Fransız ortak grubu tarafından 1977 yılında mağara ve içerisindeki çok sayıdaki mağaracıklar ile Gökgöl Mağarası incelenmiştir. Gökgöl Mağarası jeolojik dönemlerde I.Zaman (Vizen Paleozonik) kalkerler içerisinde oluşmuştur. Mağaranın çok büyük bir ağzı bulunmakta olup, buraya 50 m. yüksekliğinde dik bir patikadan çıkılmaktadır. Mağara içinin toplam uzunluğu 1 km. kadardır. Mağara üç bölümden meydana gelmiştir. Bu bölümler fosil ve aktif kısımlar ile yarı aktif yan kollardır. Girişten sonra geniş bir galeri halindeki mağarada 250 m. uzaklıkta bulunan bir sifondan suya girilip dar bir çatlak içerisinde ilerlenmekte ve bundan sonra da mağara içerisindeki yeraltı deresinin kayn...

Filyos Kalesi Zonguldak

Zonguldak ili Çaycuma ilçesinde Hisarönü’nde (Filyos) bulunan bu kale Ortaçağ’da yapılmıştır. Kalenin kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Kale moloz taş ve tuğladan yapılmış olup, günümüze oldukça iyi bir durumda gelmiştir. Ortaçağ’da yapılan bu kale çevresinde Roma dönemine tarihlenen mabet, tiyatro ve büyük bir yapıya ait olduğu sanılan üç kemerli bir duvar günümüze gelebilmiştir. Ayrıca yakınındaki Çayır Mağarası’ndan kaleye ve kente su taşıyan su kemerleri kalıntıları da günümüze gelebilmiştir. Kale ve yanındaki tiyatro 2001 yılından itibaren başlayan çalışmalar sonucunda kısmen restore edilmiş olup, çalışmalar halen sürdürülmektedir.

Erçek Mağarası Zonguldak

Zonguldak-Ankara karayolu üzerinde Erçek Mahallesi’nde bulunan bu mağara Zonguldak il merkezine 5 km. uzaklıktadır. Günümüzde bu mağaranın tam bir araştırması yapılamamıştır. Mağaraya ormanlık bir alandan oldukça dar bir suyolundan 30 dakikalık bir yürüyüş ile ulaşılmaktadır. Mağara Zonguldak Üniversitesi Mağara Araştırma Kulübü tarafından bulunmuştur. Mağaranın yalnızca 1 km. lik kısmına girilebilmektedir. Ancak mağaranın çok daha uzun olduğu ve iki ayrı katmandan oluştuğu anlaşılmıştır. Mağaranın içerisine az meyilli bir kuyudan inilmekte ve kuyu sonunda da galeri ikiye ayrılmaktadır. Bunlardan sağdaki kola su gelmekte, soldaki kolda da suyun gittiği ana galeridir. Dar bir delikten içerisine girilen mağarada 30 metrede bir sifon bulunmaktadır. Yaklaşık 4-5 m. uzunluğundaki sifon daraldıktan sonra geniş bir salona açılmaktadır. Bundan sonra devam eden mağaranın içerisi travertenlerle kaplıdır.

Cumayanı Mağarası Zonguldak

Zonguldak Cumayanı Mahallesi’nin 1 km. güneydoğusunda bulunan bu mağara ilk kez Chris Baue, Harvey Lomas, Arda Çalı ve Dündan Çetin isimli speologlar tarafından 1976 yılında incelenmiştir. Daha sonra Türk ve Fransız mağaracılar 1977 yılında, İngiltere’nin Nottingham Politeknik Üniversiteleri tarafından 1978 yılında incelenmiştir. Bu mağara II. Zamanın Kretase kalkerleri içerisinde bulunmuştur. Zonguldak yöresinin olduğu kadar Türkiye’nin de en önemli mağaralarından birisidir. Mağara 10 km. den fazla bir uzunluğa sahiptir. Mağaranın üç ayrı girişi vardır. Bunlardan biri yöredeki pompa istasyonunun arkasındaki girişten başlayarak çöküntü alanına ve travertene kadar 300 m.lik bir giriştir. İkinci giriş, gölün bitiminde olup, burada üçüncü girişle birleşir. Buradan kumlu bir mekâna ulaşılır ve suyun geldiği yönde de büyük bir salon vardır. Bu galeride aynı zamanda büyük taş bloklardan oluşmuş bir de salon bulunmaktadır. Bu mağara Kızılelma Mevkiinde bulunan bir düden, Ayıcı, Aydın d...

Cehennemağzı Mağaraları Zonguldak Ereğli

Zonguldak ili Ereğli ilçesi İnönü Mahallesi’nde bulunan bu mağaralar Antik Çağlardan itibaren yerleşime sahne olmuş, ayrıca ibadet yeri olarak da kullanılmıştır. Mağara içerisinde yapılan arkeolojik araştırmalarda sütunlar, sütun başlıkları, lahitler, kandil yuvaları, taban mozaikleri bulunmuştur. Bu kalıntılar mağaraların Erken Hıristiyanlık döneminde gizli ibadet yapılan bir yer olduğunu göstermiştir. Mağaralar Volkano-Klastik kayaçlar içerisinde gelişmiştir. Mağaraların ikisinin içerisinde göl bulunmaktadır. 

Samsun Tarihi Turistik Yerleri

İkiztepe Ören Yeri Kızılırmak'ın denize döküldüğü yerde iki büyük, iki küçük tepeden oluşur İkiztepe. Hint-Avrupa kökenli Anadolulu bir halkın yaşadığı İÖ 3200 lerde başlayan ve 2100 lere kadar kesintisiz 1100 yıllık zaman dilimi içinde sürekli yaşanmış bir İlk Tunç Çağı yerleşmesi. Kafkasya'dan Balkanlara kadar geniş bir alanda kültürel ve ticari ilişkiler kuran, arsenikli bakırdan silahlar ve dokuma kumaşlar üreten İkiztepeliler, 4 bin 500 yıl önce kafatası ameliyatı yapacak kadar da gelişkin tıp bilgisine sahiplerdi. Bafra ilçesinin 7 km. kuzeybatısında bulunmaktadır. Yüzey araştırmalarında Eski Tunç Çağı ile Erken Hitit dönemi yerleşimleri olduğu anlaşılmıştır. İkiztepe'yi oluşturan yükseltiler dört gruba ayrılmıştır. İkiztepe'nin ilk katı M.Ö. 2. bin başlarında yoğun yerleşmeye sahne olmuştur. İkinci katta, Tunç Çağı yapı kalıntıları ve erken Hitit dönemine tarihlenen çok sayıda gömüt bulunmuştur. Tunç yüzük, bilezik, zıpkın, mızrak ucu, metal gereçler, kemi...

Samsuna Yakın Tatil Yerleri

Samsun ili tarihi eserleri, tabii güzellikleri, içme ve kaplıcaları, deniz sahil ve gölleri, her mevsim yeşil olan bitki örtüsü ve ılıman iklimiyle şirin bir ilimizdir. Fakat turizm konaklama ve altyapı tesisleri ve organizasyon yetersizliğiyle turizm sektörü gelişememiştir. Kaplıca ve İçmeler Samsun ili kaplıca ve içmeler bakımından da zengindir. Lâdik, Havza, Bafra ve Çarşamba’da şifâlı kaplıca ve içmeler vardır. Başlıcaları şunlardır: Havza Kaplıcası Havza ilçesinde, Amasya-Samsun karayoluna bir km uzaklıkta ve yolun güneybatısındadır. Modern tesisleri mevcuttur. Kaplıca suları her çeşit romatizma, nevralji, nefrit ve kadın hastalıklarının tedâvisinde tavsiye edilmektedir. *Hamamyağı Hilyaz Kaplıcası: Lâdik ilçesine 13 km, Samsun-Ankara karayoluna 3 km mesâfede Hamamyağı köyündedir. Tesisleri mevcuttur. Kaplıca suyu sinir sistemi hastalıklarıyla nefrit ve çocuk felçlerine tavsiye edilir. Ayrıca tesisleri yetersiz olan, Bafra Darboğaz Mâdensuyu, Ayvacık Çakaldere Mâd...

Rize İli Tarihi Yerleri

Rize Kalesi Kale şehir merkezinin güney batısında yer alır. İç kale ve aşağı kalelerden meydana gelmektedir. Yoğun yerleşme sebebiyle aşağı kale tamamen yok olmuş batı tarafında ki bazı sur parçaları günümüze kadar gelebilmiştir. İç Kale: 150 m yükseklikte doğal bir yükselti üzerinde kurulmuştur. Planı düzgün olmayan bir yamuk şeklindedir. Giriş kapısı doğudadır. Dış kapıdan küçük avluya girilmekte ve buradan ikinci bir kapı ile kalenin asıl alanına girilmektedir. İç kaleyi çevreleyen duvarlar kısmen düzgün kesme taş ve moloz taşlardan inşa edilmiştir. Duvarların kalınlığı 1,5 m dir. İç kale, yarım daire planlı beş kuleye sahiptir. Yakın zamana kadar çok harap durumda olan kale surları, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca onarılmıştır. Aşağı Kale Rize Zamanında iç kaleden kuzeydoğu ve kuzeybatı yönlerine doğru açılarak uzayan ve denize ulaşan surlarla çevriliydi. Bugün sadece batı surlarının bir bölümü ile bazı kule kalıntıları kalmıştır. A. Bryer ve D. Winfield tarafından batı s...

Tozkoparan Kaya Mezarları Ordu

Ünye İlçe merkezine 5 km. uzaklıkta Gürpınar köyünde bulunmaktadır. Mezar girişi büyük yuvarlak kemerli ve derin iniş vardır, buradan iç içe iki odaya geçilmektedir.

Kaleköy Kalesi Kaya Mezarları Ordu

Ünye İlçe merkezinin 7 km. batısında Kale köyünde bulunmaktadır. Kalenin etek kısmı oyularak yapılmıştır. Girişi antik Grek tapınaklarındaki gibi alınlık formunda düzenlenmiş, yanları iç bükeydir kavislidir, iç kısımlarına freskler bulunmaktadır. Helenistik döneme ait vadi boyunca birçok mezara rastlanır.

Delikkaya Kaya Mezarları Ordu

İlimiz merkezine 10 km mesafedeki Delikkaya köyü sınırları içerisinde bulunur. Tek odalı, sütunsuz ve alınlıklı ve çift sütunlu girişe sahip, 3 kaya mezarı mevcuttur.

Büben Kaya Mezarları Ordu

Merkeze bağlı ( Zafer Köyü) Değişik ve ilginç görünüme sahiptir. Büben köyü sınırları içerisinde bulunmaktadır.

Hoynat Adası Ordu

Perşembe ilçemizin en önemli tarihi unsurlarından biridir. Ramazan köyü sınırları içerisinde Hoynat tünelinin hemen yanındadır. Eskiden gemicilerin depo ve sığınak olarak kullandıkları tahmin edilmektedir. Üzerinde su kalıntısı bulunur. Martı ve karabatak kuşlarının yaşadığı kuş cennetidir. Tepeli Karabatakların Türkiye ‘ de tek yuva yaptığı yerdir.

Yasonburnu Yarımadası Ordu

Perşembe ilçe merkezine 15, il merkezine 28 km. mesafede Çaytepe köyü sınırları içindedir. Yasonburnu üzerinde 1869 tarihinde yapılmış bir kilise mevcuttur. Kilise, Ordu Valiliği- İl Özel İdaresi ve İl Kültür Turizm Müdürlüğü tarafından onarımı ve çevre düzenlemesi yaptırılmıştır. Turizm potansiyeli açısından İlimizin en önemli merkezlerinden biridir. Her yıl ortalama 80.000 yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilmektedir.

Arıkmusa Yerleşmesi Ordu

İlimiz Mesudiye ilçesi, Arıkmusa köyü sınırları içinde bulunan yüksek kayalıklar üzerinde kurulmuş bir yerleşimdir. Ana kayaya oyulmuş iki adet dehliz günümüze kadar gelmiştir. Ayrıca, gözetleme odaları mevcuttur. 2000 yıllıktır.

Cıngırt Kayası Yerleşmesi Ordu

İlimiz Fatsa ilçesi Yapraklı köyü sınırları içerisinde yer alır. Kaya blokları üzerine kurulmuş antik yerleşmedir. Yerleşmede bir dehliz, kaya mezarları, nişler, duvar kalıntıları ile çanak çömlek parçaları bulunmaktadır.

Kurul Kaya Yerleşmesi Ordu

İlimiz merkezine 13 km. mesafedeki Bayadı köyü sınırlarında bulunan sivri bir kaya üzerine kurulmuş antik bir yerleşme alanıdır. Yapılan çalışmalarda dehliz kazısı yapılmış 250 –300 adet merdiven gün ışığına çıkarılmıştır. Kaya üzerinde piknik alanları mevcuttur. Kazı esnasında bulunan pişmiş topraktan çatı kiremitleri, duvar örgüsü seramik parçaları incelenmiş MÖ. V ve IV. yüzyılda yerleşme yapıldığı tespit edilmiştir.

Cotyora ( Bozukkale) Ordu

Ordu ilinin ilk kuruluş yeri olarak bilinen Cotyora ( Kot Türklerinin yurdu) Kod Yurdu halk arasında Bozukkale, yapılan araştırmalara göre Bizanslılarca XI. yüzyılda yapılan küçük bir gözetleme kulesi olduğu anlaşılmıştır. Ordu-Samsun karayolu üzerinde il merkezine 2 km mesafede deniz kenarındadır.

Kastamonu Evleri

İl merkezinin Akmescit, Hepkebirler, Atabey ve İsmailbey mahallelerinde özgünlüğünü yitirmemiş, geleneksel Türk evi ve yakın dönem Osmanlı sivil mimarisi örnekleri bulunmaktadır. Bu tür geleneksel evleri, il merkezindeki kadar yoğun olmamakla birlikte, Taşköprü, Küre, İnebolu, Araç ve Abana gibi ilçelerin eski mahallelerinde de görmek mümkündür.

Kastamonu Urgan Hanı ve Gökçeağaç Hanı

Kastamonu'da, Nasrullah Camisi yanında bulunan Urgan Hanı, 1748 yılında yaptırılmıştır. Hanönü ilçe merkezinde bulunan bu hanın Jüstinyen zamanında kilise olarak yapıldığı, daha sonra Türkler tarafından kervansaray olarak kullanıldığı ileri sürülmektedir.

Kastamonu Deve Hanı

Kastamonu'da, İsmail Bey Külliyesi arkasındadır. İsmail Bey'in vakfiyesinde külliye ile birlikte inşa edildiği yazılıdır. Yapının ön yüzü kesme taş, yan duvarları moloz taştan yapılmıştır.

Kastamonu İsmail Bey Hanı (Kurşunlu Han)

Kastamonu'da, Aktarlar Çarşısında bulunan bu hanın kuzey ve güneyinde olmak üzere iki kapısı vardır.

Kastamonu İsmail Bey Külliyesi

Candaroğlu İsmail Bey (1443-1480) Kastamonu'da 1451 yılında cami, türbe, hamam, medrese, imaretten oluşan bir külliye yaptırmıştır. Türbenin ön yüzündeki taş işçiliği ilginçtir.

Kastamonu Mahmut Bey Camisi

Kent merkezinin 20 km. kuzeybatısında Kasaba Köyündedir. Selçuklu ve Beylikler dönemi ahşap camiler geleneğinin güzel örneklerindendir. 1388'de Candaroğlu Mahmut Bey tarafından yaptırılmıştır. Ahşap kapı kanatları eski yazı ve bitkisel motiflerle süslüdür. Düz ahşap üzerine renkli boya ile yapılan kalem işleri de çok başarılıdır.

Kastamonu İbni Neccar Camisi

Kent merkezinde bulunan bu cami 1353 yılında yaptırılmıştır ve çeşitli onarım ve eklerle günümüze gelmiştir. Sivri kemer içindeki kapısı ahşap oymacılığının güzel örneklerindendir.

Kastamonu Atabey Camisi

Kent merkezindeki bu cami, 1273'te Candaroğulları döneminde yapılmıştır. Kapıdan mihraba doğru uzanan ahşap sütunlar nedeniyle halk arasında 140 direkli diye bilinen yapının kesme taştan kısa minaresi Selçuk dönemi özelliklerini taşımaktadır.

Kastamonu Ev Kaya Mezarı

İl merkezinin güneyinde bulunan bu kaya mezarları M.Ö. 7. yüzyıl başlarına tarihlenmektedir. Zımbıllı Tepe Höyüğü (Pompeipolis) Taşköprü ilçe merkezi yakınındaki bulunan bu antik kent M.Ö. 64 yılında Romalılar tarafından Paphlagonia eyaletinin merkezi olarak kurulmuştur. Yapılan arkeolojik kazılarda birçok eser ve mozaikler ortaya çıkarılmıştır.

Kastamonu Kalesi

Kentin görkemli anıtlarından olan Kalenin ilk kez Bizans döneminde yapıldığı düşünülmektedir. Sağlam olan iç kalenin temel kısmı Bizans, üst bölüm Candaroğulları dönemine aittir.

Kastamonu Şeyh Ahmet Siyahi Efendi Türbesi

Banisi ve bina tarihi bilinmemektedir. Kırkçeşme Mahallesi Ahmet Dede Camii’ nin batı karşısında ve Seyid efendi Sokak ile Kuyulu Sokak köşesindedir. Demir parmaklıklı ihata duvarı ile çevrili bölmenin kuzeydoğu köşesindedir. Bahçede beş adet lahit vardır. Ahmet Siyahî Efendi’ nin vasiyeti üzerine üzerleri kapatılmamıştır. Sağdan birinci mezar; 100 yıl yaşayan ve 1291 / 1874 yılında vefat eden Ahmet Siyahî Efendi’ ye aittir. 2. Mezar; Ahmet Siyahî Efendi’ nin ikinci oğlu olan ve 66 yaşında 1888 yılında vefat eden Şeyh Ahmet hicabi Efendi’ ye, 3. Mezar; 41 yaşında 1300 / 1882 yılında vefat eden Ahmet Hicabi Efendi’ nin oğlu Mehmed Necmeddin efendi’ ye, 4. Mezar; Hicabi Efendi’ nin damadı Keskinzade Ahmet Rıza Efendi’ ye aittir. Babası meşhur müderris Keskin zade Ahmet Erib efendi’ dir.5. Mezarın kime ait olduğu bilinmemektedir.

Kastamonu Topçuoğlu Türbesi

Banisi ve bina tarihi bilinmemektedir. Topçuoğlu Camii’ nin kuzeybatı köşesi bitişiğindedir. Batı yönünde iki adet mezar şahidesi vardır. Türbede bulunan iki adet ahşap sandukadan kıble tarafındaki, 1259 / 1843 yılında vefat eden Nakşibendî Tarikatı Şeyhi Emir Efendi zade Mehmet Hulusi Efendi’ ye, diğer sanduka ise Melek Hanım’ a aittir. 919 / 1513 yılından önce mamur vaziyette mevcut olduğu bilinen türbede daha önceleri başka mezarların da bulunduğu belgelerden anlaşılmaktadır.

Kastamonu Taraklı Sultan Türbesi

Banisi ve bina tarihi bilinmemektedir. İsmail Bey Mahallesi Tenekeci sokakta Hasan Çelebi Camii’ nin harimi dâhilindedir. Türbenin kıble tarafında demir çerçeveli, cam şebeke içinde iki adet tahta sanduka vardır. Birisi, 937 / 1530 yılından sonraki bir tarihte vefa etmiş olan Tarakçı zade Abdurrahman Efendi’ ye, diğeri de oğlu Mahmut efendi’ ye aittir.

Kastamonu Şeyh Mustafa Efendi ( Resul Zade ) Türbesi

Banisi ve bina tarihi bilinmemektedir. Kırkçeşme Mahallesi Selçuk Sokak başındadır. Ahşap olan çatısı 1994 yılında şahsa satılarak yıkılmıştır. Üzeri açıktır. İçinde bulunan 15 adet tahta sanduka kaybolmuştur. Serçeoğlu Türbesi ve Seyyid Serçe Mustafa Efendi Türbesi diye de bilinir. Türbede metfun olanlar; 1061 / 1650 yılından sonra vefa etmiş olan Şeyh Mustafa Efendi ile onun halifeleridir. 2004 yılında Seyyit Serçe Camii ile beraber yeniden inşa edilmiştir.

Kastamonu Şeyh Mustafa Efendi (Pişküri Zade) Türbesi

Banisi ve bina tarihi bilinmemektedir. Atabey Camii’ nin kuzey bitişiğindeki hazirede metfundur. Hakkında pek fazla bilgi yoktur. Kastamonulu olduğu ve Bayrami Tarikatı şeyhi olduğu bilinmektedir.  

Kastamonu Şeyh Mehmed Efendi Türbesi

Banisi bilinmemektedir. 1073 / 1662 yılında yaptırılmıştır. Kuzyaka Nahiyesinin Şeyh köyü Akçasu Mahallesindedir. Akçasu Camii’ nin önündedir. Türbe1371 / 1951 yılında Hedanizade Hacı Mehmet Kamil Efendi tarafından tamir edilmiştir. Türbede altı adet ahşap sanduka bulunmaktadır. Sağdan üçüncü ve bir şebeke ile çevrilmiş olan sanduka 1073 / 1662 yılında vefat eden Şeyh Mehmet efendi’ ye aittir. Diğerlerinin kimlere ait oldukları bilinmemektedir.

Kastamonu Sükuti Sultan Türbesi

Banisi ve bina tarihi bilinmemektedir. Merkez Karamukmolla Köyü Tekke mahallesindedir. 1975 yılında yenilenen iki bölümlü kargir küçük binanın kıble tarafında metfundur. Sukuti Sultan olarak bilinen bu zat, aynı mahalledeki caminin banisidir. Daday’ ın Sorkun Köyünde metfun Sükuti hasan efendi’ nin oğlu veya torunudur. Adı, Hacı Davut Hilmi’ dir. Sükuti soy lakabıdır.

Kastamonu Seyyid Sünneti Efendi Türbesi

Ömer Kethüda ve halk tarafından 1020 / 1611 yılında yaptırılmıştır. Sultan Ahmed’ in şehzadesi Sultan Osman zamanında Ömer Kethüda yapımına başlamış, ancak yersiz harcama ve israf bahanesiyle Nasuh Paşa tarafından idam edilince inşaat yarım kalmıştır. İki yıl sonra ulema ve halkın katkıları ile tamamlanmıştır. Türbeye doğu tarafından açılan tali kapı, Vezir Kurşuncu zade tarafından 1028/1618 yılında yaptırılmış ve harem denen bir bölüm eklenmiştir.

Kastamonu Seyfi Dede Türbesi

Banisi ve bina tarihi bilinmemektedir. Cebrail Mahallesi Uzun Sokakta Ferhat Paşa Camii haziresinin doğu bitişiğindedir. Bir duvarla çevrili olan iki mezardan güneydeki Seyfi dede’ ye, diğeri ise 1195 / 1780 yılında camiyi tamir ve ihya eden Hacı Kadı adlı zata aittir. Daha önce mamur bir türbe iken yıkılmıştır. Mezarlar 1978 yılında yenilenmiştir. Seyfi Dede 967 / 1559 yılına yakın bir tarihte vefat etmiştir.

Kastamonu Sacayaklı Sultan (Hasan Efendi) Türbesi

Banisi ve bina tarihi bilinmemektedir. Topçuoğlu Mahallesi Karanlık Camii Sokakta kain hasan Efendi (Karanlık) Camii’ nin doğu bitişiğindedir. Caminin haziresi konumundaki üç adet beton lahit son tamirler sırasında betonarme olarak yapılmıştır. Üzerleri açıktır. Üç lahidden birisi; 945 – 1015 / 1538 – 1606 arasında yaşayan, caminin banisi olan ve Sacayaklı Sultan olarak bilinen Hasan Efendi’ ye aittir. Diğerleri hakkında bilgi yoktur.

Kastamonu Nevruz Sultan Türbesi

Banisi bilinmemektedir. 1286 / 1869 yılında yaptırılmıştır. Akkaya Nahiyesine bağlı Yunus Köyündedir. 1992 yılında tamir edilmiştir. Türbede dört adet ahşap sanduka vardır. Kimlere ait olduğu bilinmemektedir.

Kastamonu Nasrullah Kadı Türbesi

Bina tarihi bilinmemektedir. Caminin banisi Nasrullah Kadı vefatında şadırvanların kuzey ucuna defnedilmiştir. 1960 yıllarında yıkılan türbenin yerinde, 1995 yılında Belediyece sembolik bir alan ayrılmış ve yeşillendirilmiştir.

Kastamonu Molla Said Türbesi

Banisi ve bina tarihi bilinmemektedir. Beyçelebi Mahallesi Satı Kâhya Sokakta Molla Said Camii’ nin haziresi dâhilinde ve kıble tarafındadır. Türbe 1245 / 1829 yılında vefat eden Molla Mehmet Said Efendi’ ye aittir. Türbede altı ahşap sanduka vardır. Üçünün kime ait olduğu bilinmemektedir. Diğer üçü ise, bitişik camide irşat eden Rufai Tarikatı Şeyhi Seyyid Mehmet Efendi(Ö: 1245 / 1829), kardeşi Seyyid Ahmet Rufai Efendi  ( Ö: 1277 / 1860 ) ve babaları Molla Mehmet Said Efendi ( Ö: 1245 / 1829 )’ dir.

Kastamonu Kara Mustafa Paşa Türbesi

Banisi ve bina tarihi bilinmemektedir. Topçuoğlu Mahallesi Reşit Esen Sokak Yeni Hamam mevkiinde, Kara Mustafa Paşa mescidi doğu bitişiğinde yer almaktadır. Faal olmayan mescit ile birlikte ahşap çatı ile örtülüdür. Kime ait olduğu bilinmemektedir. Fakat 1226 / 1811 yılında vefat eden, mescidin banisi Kara Mustafa paşa olduğu yolunda rivayetler vardır. Ayrıca, bu şahsın Kara Meşe lakabı ile bilinen ve Müfessir-i Alâeddin Efendi’ nin çağdaşı bir müderris olduğu da rivayet edilmektedir.

Kastamonu Karabaş Efendi Türbesi

Banisi ve bina tarihi bilinmemektedir. Aycılar Mahallesi Yeni Yol Sokağı sonunda, etrafı demir parmaklıkla çevrilmiş olan türbe Karabaş Efendi adıyla bilinir. Bu zatın kim olduğu bilinmemektedir. Bu zatın iki kardeşinden birisi, Aycılar Camii haziresinde; diğeri de, Tosya Caddesi Dua Yolu Mevkiinde metfundur. Her üçü de ziyaretgâhtır.

Kastamonu Karabaş-İ Veli Türbesi

Banisi ve bina tarihi bilinmemektedir. Aycılar Mahallesinde Aycılar Camii’ nin güneydoğu köşesinde yer almaktadır. Türbe, etrafı demir parmaklıkla çevrilmiş taş duvarlı ve aş şahidesi kavuklu bir mezardan ibarettir. Bu türbede metfun olan şahıs, Karabaş-ı Veli olarak bilinen Ali Alâeddin Etfal isimli âlim ve şeyh değildir. Bu şahıs ya1501 yılında vefat eden Müderris Alâeddin Ali Efendi, ya da caminin banisi Hacı Abdullah Efendi’dir.

Kastamonu İsa Dede Türbesi

Banisi bilinmemektedir. 800 / 1400 yılında yaptırılmıştır. Atabey Camii’ nin kapısının karşısındadır. Türbenin içinde üç mezar vardır. Sandukalar lahitlerin hemen üzerine konulmuştur. Mezarlardan birisinin Maden Dede’ nin halifesi olan Veli Dede’ ye ait olduğu söylenmektedir. İsa Dede’ nin ve kendisinden sonra Bayrami Tarikatı şeyhi olan zatların çoğunluğu da aynı hazirede metfundur. İsa Dede 937 / 1530 yılından sonraki bir tarihte vefat etmiştir.

Kastamonu Hepkebirler Türbesi (Doğu)

Banisi ve bina tarihi bilinmemektedir. Aynı isimle anılan caminin doğu bitişiğindedir. İçinde dokuz adet ahşap sanduka vardır. Sandukalardan birisinin Samur Dede isimli bir zata ait olduğu söylenmektedir. Diğerlerinin kimlere ait olduğu bilinmemektedir.

Kastamonu Hayran Efendi Türbesi

Banisi ve bina tarihi bilinmemektedir. Honsalar Mahallesi Gökdere Caddesi üzerinde bulunan Hacı Gevrek Camii ile aynı duvar içindedir. Türbede yedi adet mezar bulunmaktadır. Mezarların kimlere ait oldukları belli değildir. Sadece kıble tarafında dördüncü mezarın şahidesinde 1125 / 1713 tarihi okunabilmektedir.

Kastamonu Nasrullah Külliyes

Kastamonu il merkezinde bulunan bu külliye, Sultan II.Beyazıt döneminde Nasrullah Kadı tarafından 1506 yılında yaptırılmıştır. Bu cami büyük olasılıkla daha önce burada bulunan Selçuklu dönemine ait bir ulu caminin yerine yapılmış olmalıdır. Bu konuda araştırma yapan Yrd.Doç.Z.Kenan Bilici’ye göre; Selçuklu devrinde yapılmış olan bu cami ya büyük ölçüde tahrip olmuş, ya da bir süre sonra ihtiyaca cevap verememiştir. Bunun üzerine XVI.yüzyılda arsası üzerine bugünkü yapı yapılmıştır. Zamanla yapı topluluğu bazı eklerle genişletilmiştir. Külliye içerisinde başta Münire (Bayraklı) Medresesi olmak üzere şadırvan ve köprü bulunmaktadır. Tapı topluluğu 1746,1876 yıllarında onarılmış, 1945’te de alçı pencereleri tümüyle değiştirilmiştir. Kastamonu’nun önemli yapılarından olan külliyenin camisi; çok kubbeli ulu cami tipinde Osmanlı yapılarından bir örnektir. Moloz ve kesme taştan yapılan caminin kuzeyinde on sütunlu, yedi kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. İbadet mekanı ilk y...

Kastamonu Halife Sultan Türbesi

Banisi ve bina tarihi bilinmemektedir. Topçuoğlu Mahallesi Saçaklı çeşme Sokakta aynı isimli caminin önünde ve kuzeydoğu köşesindedir. Türbe, demir parmaklıkla çevrilmiş bir mezardan ibarettir. 1994 yılında üzeri beton bir kubbe ile örtülmüştür. 1068 / 1657 yılında sağ olduğu bilinen Halife sultan hakkında malumat elde edilememiştir.

Kastamonu Hacı Hamza Türbesi

Banisi ve bina tarihi bilinmemektedir. Hisarardı Mah. Kerpiçlik Sokakta, yıkılmış olan aynı isimli caminin bahçesindedir. Tek bir mezardan ibarettir. Saki oğlu Derviş Ahmet Ağa isimli bir zat metfundur.

Kastamonu Hacı Dede Türbesi

Banisi ve bina tarihi bilinmemektedir. Beyçelebi Mahallesi Canlı Sokakta Hacı dede Camii’ nin doğu bitişiğindedir. Esas bina, 1850 M. yılında yanmıştır. Bu günkü haliyle son zamanlarda yapılmıştır. Türbenin ve caminin yapılış tarihi 1590 M. yılları civarıdır. Türbedeki üç adet sandukadan birisi Hacı dede’ ye aittir. Diğerlerinin kimlere ait olduğu bilinmemekle beraber; birisinin Benli Sultan’ ın oğluna ait olduğu türbede asılı bir levhada belirtilmektedir.

Kastamonu Geyikli Sultan Türbesi

Banisi ve bina tarihi bilinmemektedir. Akkaya nahiyesinin Geyikli Köyündedir. Ahşap türbe, 1982 yılında cami ile beraber betonarme olarak yeniden inşa edilmiştir. Türbede iki ahşap sanduka vardır. Birisi Benli Sultan Hazretlerinin halifelerinden Bayrami Şeyhi Mustafa Efendi’ ye, diğeri de oğluna aittir.

Kastamonu Ferraş Sultan Türbesi

Banisi ve bina tarihi bilinmemektedir. Saraçlar Mahallesi, Saraçlar Camii haziresinde metfundur. Mezarı demir parmaklıkla çevrilmiş olan bu zat Ferraş Sultan olarak bilinir. Ferraş; hizmetçi demektir. Hz. Pir’ e hizmet eden velilerden birisi olduğu için bu lakabı almıştır.

Kastamonu Dede Sultan Türbesi

Banisi ve bina tarihi bilinmemektedir. İsfendiyar Mahallesi Tabaklar Mevkiinde ve Süleyman Paşa Türbesi bölümünde zikredilen Mevlevihane bünyesinde yer alıyordu. 920 / 1514 yılında vefat eden Dede Sultan’ın adı kayıtlarda Celaleddin olarak yazılmaktadır. Günümüzde Dede Sultan Türbesi olarak bilinen türbe, aynı isimle anılan hamamın doğu bitişiğinde sığıntı bir binadan ibarettir. İçindeki lahdin altı boştur.

Kastamonu Dai Sultan Türbesi

Banisi ve bina tarihi bilinmemektedir. Honsalar Mahallesi Hızıroğlu Sokaktadır. 1101 / 1689 yılından önce yapılmıştır. Türbede üç adet ahşap sanduka vardır. Birinin Dai sultan’ a ait olduğu kesindir. Diğerleri hakkında bilgi yoktur.