Van Kalesi
M. Ö. 900-600 yılları arasından Van merkez olmak üzere bölgede büyük bir medeniyet kuran Urartuların kralı I. Sardur (M. Ö. 840-830) tarafından yaptırılmış, yüzyıl kadar adı geçen krallığın başkenti olan Van Kalesinin o zamanki adının Tuşpa olduğunu Asur ve Urartuların çivi yazılı kitabelerinden öğreniyoruz.
Dünyadaki
sayılı eski yapılardan biri olan Van Kalesi, aradan 3000 yıl kadar bir zaman
geçmiş olmasına rağmen bugün büyük kısmıyla hala ayakta durmaktadır. Kale 2850
yaşındadır. (M. Ö. 855). Urartular önce Van’ın kuzeyine yerleştiler sonradan
Van’ı olarak b ir krallık kuran Urartularda 13 kral geldi. Van Kalesi de bu krallardan
ilki olan I. Sardur tarafından yaptırıldı.
Kale
Van Gölü’nün 4 km. doğusunda ve Van il merkeze 5 km. mesafede bulunmaktadır.
Doğu-batı istikametinde göle doğru uzanan kale, 1800 m. uzunluğunda, 120 m.
genişliğinde ve takriben 100 m. yüksekliğindeki kalker bir kayalığın üzerinde
kurulmuştur. Güneyden sarp ve dik-kuzeyden meyilli topografik bir özellik
göstermektedir. Üç bölümlü
kalenin kuzeydeki çıkış yolu, batıdan doğuya doğru hafif rampa şeklindedir.
Kalenin girişi kuzey batı uç kısmındadır. Bunun hemen batısında 47 m.
uzunluğunda, 13 m. genişliğinde ve 4 m. geniş dikdörtgen planlı Sardur (Madır)
Burcu bulunur. Burcun taşları üzerinde I. Sardur tarafından Asur diliyle
yazdırılan yazıt Urartu krallığı başken Tuşpa’nın yazılı belgesini
oluşturmaktadır. Aynı muhtevaya sahip olan bu yazıtların üçü yapının doğu
duvarın üzerinde, diğer üçü de batı duvarı üzerinde bulunmaktadır.
Eski
devirlerde göl ile birleşik olduğu anlaşılan bu kayalığın batı ucunda Madır
Burcu adı verilen ve I. Sadur tarafından yaptırılan bir iskele vardır. Bu
iskelenin inşa kitabesinde çivi
yazısı ile şunlar yazılıdır: “Lutipri’nin oğlu, Sarduri’nin yazıtı, büyük kral,
güçlü kral, dünyanın kralı, Nairi ülkesinin kralı, eşsiz kral, savaştan
yılmayan kral, ben Sarduri Lutipri’nin oğlu Sarduri şöyle sözler; ben bu taş
bloklarının (ortalama 35 ton ağırlığında), Alniunu kentinden getirdim ve bu
duvarı inşa ettim. Van kalesinin kuzey batı ucundan yukarıya doğru
çıkıldığında, Urartu Kralı Argisti’nin mezar odası ile karşılaşılmaktadır.
Kalenin güney kesiminde kralların oturduğu taş odaların ve düzgün planlı mezar
odaların ana kaya içine oyularak yapılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu zamanında
bu mezar odaları, depo ve cephanelik olarak kullanılmıştır. Argisti mezar odalarından doğuya doğru gidildiğinde
Osmanlı İmparatorluğu zamanında yapılan minare, kapı, su kulesi ve burç
görülür. Urartu duvarları üzerinde yükselen Osmanlı yapılarının hemen hepsi
yıkılmıştır. Kalenin tam orta kısmının güneyinde “Kurucular” ve “Menva Mezar Odaları”
olarak adlandırılan mezar odaları bulunmaktadır. Van Kalesinin güney kesiminde
yukarından aşağıdaki su deposuna inen ve halk tarafından “Bin Merdivenler”
yahut “Şeytan Merdivenleri” olarak adlandırılan kaya basamakları bulunmaktadır.
Van Kalesinin güneyinde kimsenin ulaşamayacağı kayanın orta kısmına doğru, Peri
Kralı Kserkes çivi yazısı ile bir kitabe yazdırmıştır. Ayrıca kalenin çeşitli
yerlerinde kralların savaşlarına, zaferlere, yapılan işlere dair birçok
yazıtlar vardır.
Van
Kalesi dört bedenle çevrilidir. Bu beden duvarlarından ikisi Akkoyunlu Türkleri
ile Osmanlı Türklerinin diğer ikisi de Urartulara aittir. Kalenin içinde
Osmanlılar zamanından kalma cami, medrese, askerler için kışlalar ve su
sarnıçları vardır. Osmanlılar çağında Van Kalesi önemli üslerden biriydi.
Evliya Çelebi, Van Kalesini anlatırken şöyle der: 300 kadar yeniçeri ve topçu
iç kalede yaşar. Suluk Kulesi üzerindeki bölme hisarlarda evli askerler
dururdu. Kale içinde kiliseden bozma Süleyman Han Camii, saray ve medreseler
vardır. Van Kalesinin yüksek duvarlarına ok eriştirmek imkansızdır. Ancak,
Evliya Çelebi’ye göre IV. Murat, Revan Savaşından dönerken Pehlivan Sarı Sulak
ile Hacı Süleyman’a ok attıran dik kale duvarlarını aşırmıştır.
Birinci
büyük savaştan önce, Van şehri kalenin güney eteğinde idi. Burası bugün yıkıntı
halindedir. Kalede Urartu’lardan sonra Osmanlı’ya kadar pers yazıtı dışında
herhangi bir kalıntı gelmemiştir. Doğu tarafındaki sur ve kuleler, kuzey batıya
bakan kale giriş kapısı, tahkimat ve diğer beden duvarları, Yukarı Kale,
Süleyman Han Camii ve minaresi ile askeri amaçlı kerpiç ve taştan çeşitli
yapılar Osmanlı döneminden kalmadır.
Yorumlar
Yorum Gönder